Terör örgütü bile Türkiye’ye sığınıyor…

“`html

Türkiye’ye ilginin sebepleri neler?

PKK’nın bile dikkatini çekmesi?

‘Silah bırakmalarının nedeni ne?’ diye soruluyor; sanki bir açıklama beklenmiyormuş gibi. Uzun yıllar boyunca şekillenmiş bir anlayışın tarihini yeniden mi anlatmalıyız? Geçmişte söyledik, ama pek anlayan olmadı; onlarla da zaman harcamak istemiyoruz…

Terör örgütüne dur diyen güç “T.C.”dir

. Milli güvenlik stratejimiz ve fedakarlıklarımız bu noktada etkili olmuştur.

Bölgesel ve küresel etkenlerin önemini unutmamak gerek. Bunun sadece güney sınırımızla ya da belirli bir terör örgütüyle ilgili olduğunu düşünmemeliyiz.

Örneğin…

Ukrayna

savaşının barışa yaklaşım sürecinde Türkiye, tüm taraflarca bir buluşma yeri olarak neden tercih ediliyor?

Rusya, Ukrayna, ABD

ve Avrupa da dahil olmak üzere herkes. “Zorunlu” diyebiliriz. Putin neden “Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yardım isteyeceğim, onun katkıları büyük” diyor? Trump neden “İstanbul müzakerelerinde olmayı planlıyorum, Türkiye’yi ziyaret edebilirim” diyor? “O bölgelerde, Türkiye’nin önemi fark yaratıyor” çünkü…

Gelişip-gelmeyecekleri bizim için önemli değil. Ama Ukrayna masasında her şey yolunda olsa, burada buluşmalılar. Çünkü Türk Dışişleri, iki süper güçle toplantılar düzenlerken, pek çok işimiz var.

***

Neden

Hindistan-Pakistan

gerilimi sırasında, İslamabad bize teşekkür ederken, Yeni Delhi neden rahatsız? Durum belli, ama asıl şikayetleri, erişim alanımızın genişliği.

Neden terör örgütü geri çekiliyor? Son on yılın, özellikle 2015 Hendek olayları ve 2016’daki FETÖ’unu takip eden devlet kararlılığı ile değişen yapı, hem Türkiye’de hem de

Irak

ve nihayet

Suriye

çerçevesinde gözlemlenen mücadele biçimi değişmektir!

Bir ülkenin sınırındaki konfliktli coğrafyada, Şam’daki gibi bir dönüşümün yaşanması çok nadirdir; bizse bunu her gün deneyimliyoruz. Bunun nedeni,

İran

varken bunu ihmal etmeyin. Gelişmeler gözlerimizin önünde meydana geliyor!

ABD, özellikle Trump döneminde,

İsrail

ile işbirliği yaparak, Hamas ile görüşmeler gerçekleştirdi ve rehine kurtarma operasyonları yürütüyor. İsrail medyası hazin bir tepki sergiliyor, “Adamlar bölgeye geliyor, bizim üzerimizden geçiyor, araya girip kurtarıyorlar, ardından da ‘Türkiye’ye dönebilirim’ diyorlar” diye yakınıyorlar.

***

Geçtiğimiz günlerde, Başkan Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın telefon görüşmesi gerçekleşti; iki lider de karşılıklı davetlerde bulundu. Trump, “Ortadoğu’ya gerçekleştireceğim seyahat, sizinle özel bir toplantı gerektiriyor” dedi. Yani, “geçerken uğramak yeterli değil, önemli meselelerimiz var” demekti. Şimdi, “Özel görüşme zaten garanti”, “konjonktür” ABD Başkanı’nın Türkiye ziyaretini gündeme taşıyor.

Açıkca belirtmek gerekirse, Putin’in ziyareti Trump’ı da beraberinde getirebilir. Arada bir rol kapma çekişmesi olabilir; ama bu pek önemli değil. Putin, Ukrayna pazarlıklarının karmaşası nedeniyle belki İstanbul’a gelmeyi istemeyebilir. Her durumda, adres aynı kalacak.

***

Terör örgütünün ilanı üzerine çokça yorum yapıldı. Fakat “konjonktür” açısından bakarsak, metnin temel anlamından kopuk bir cümle hemen dikkat çekti ve kimse onu “okuyabiliyor olsa da” ayıklayamıyor…

Şudur;

“Üçüncü Dünya Savaşı çerçevesinde Ortadoğu’da yaşanan güncel olaylar, Kürt-Türk ilişkilerini yeniden şekillendirmeyi kaçınılmaz kılmaktadır”

Öncelikle belirtmek gerek: Hepsi bile bize yöneliyor; işte konjonktür, bu duruma denir. Özellikle iyi değerlendiren bir ülke varsa, düşman bile size yanaşır.

Pazartesi akşamı Bakanlar Kurulu sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerini hatırlayalım;

“Son yıllarda insanlık olarak en zorlu günleri yaşadığımız bir gerçek; her an yeni bir çatışma veya gerilimle karşı karşıya kalıyoruz.”

“Dünya tarihi bir dönüm noktasında”

her geçen gün daha belirgin hale geliyor. İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşturulan küresel düzen artık geçerliliğini yitiriyor; neyin yerine konacağı ise hala netlik kazanmadı. Daha da net bir ifadeyle,

“İnsanlık, bilinmezlik girdabına hızla sürükleniyor”

. Türkiye, bu kaotizm içindeki en iyi yöneten ülkelerden biridir. Tüm halkımın bunu bilmesini istiyorum: Dünya ve bölgemizde yaşanan bu sancılı süreç sizi korkutmasın, endişelendirmesin. Türkiye’nin yönü yalnızca aydınlık ve müreffeh hedefleri göstermektedir. Küresel durum ne kadar karışık olursa olsun, Allah’ın yardımıyla gemimizi güvenli limanlara ulaştıracağız…”

***

Her şey tamam mı? Hayır. Türkiye, tüm olası stratejik boşlukları dolduruyor. Tedbir alıyor. Terör örgütünün oyun dışı kalması önemli bir başarıydı. Buradan sonraki adımlar ise teknik konulardır. Örgüt içinde nasıl düzenlenecekler, silahlar nasıl kontrol edilecek gibi meseleler ikincil önem taşımaktadır. Türkiye bu düzenlemeleri takip edecek ve düzenleyecektir. Dışarıyı ve içi güvence altına almanın, TSK’yı tarihteki en güçlü hale getirmemizin, tüm bu stratejileri yıllardır planlamanın bir anlamı var…

Yani hikaye bitmedi…

Küresel koşullara göre konjonktürler de şekilleniyor. Hesaplamalar, bizim çıkarlarımızla uyumlu hale getirilmeye çalışılıyor…

Tüm bu sürecin 2.5-3 yıl içinde tamamlanması gerektiği açık. Bir sonraki seçimlerimiz ve 2028 ABD Başkanlık seçimleri yeni bir dönüm noktası olacaktır…

Bu süreçte anı yaşamak da hakkımızdır. Ancak tatil yapma veya dinlenme gibi bir lüksümüz yok. “Yüzyıl” dediğimiz dönemin daha başındayız.

“`

Related Posts

ABD’den Suriye için dikkat çeken adım: Yaptırımlar kalkıyor mu?

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Suriye’de barış sürecine destek amacıyla yaptırımların hafifletilmesi yönünde çalıştıklarını açıkladı. Trump’ın Orta Doğu turunda Erdoğan ve Şara ile yaptığı temaslar ise 25 yıl sonra gelen tarihi görüşme olarak kayda geçti.

Kuşadası’na 3 kruvaziyerle 8 bin 560 turist geldi

Kruvaziyer turizminin önemli noktalarından Aydın’ın Kuşadası ilçesi, 3 kruvaziyerle gelen 8 bin 560 turisti ağırladı.

THY yeni alınacak uçakların finansmanında bir ilki gerçekleştirdi

THY Basın Müşavirliğinden yapılan açıklamaya göre, THY, SAAFI’nın Sigorta Garantili Havacılık Finansmanı ürününün kullanıldığı ilk finansman yapısına öncülük etti. Tokyo’da düzenlenen imza töreniyle duyurulan anlaşma, bu yılın başlarında piyasaya …

RO-RO gemileriyle taşınan araç sayısı üç kattan fazla arttı

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin 28 aktif Ro-Ro hattında faaliyet gösterdiğini bildirdi. Bakan Uraloğlu, “2003 yılına göre yurt dışı bağlantılı Ro-Ro hatlarında taşınan araç sayısı yüzde 221 artarak 2024 yılında 706 bin 387’ye ulaştı. Yani, 22 yılda Ro-Ro gemileriyle taşınan araç sayısı üç kattan fazla arttı.” dedi.

Dünyadaki üretimin yüzde 68’ini karşılıyoruz: Fiyatlar 220 liradan 180 liraya düştü

Uluslararası Sert Kabuklu Meyveler Konseyi (INC), 2025 yılı için Türkiye’nin fındık rekoltesini 610 bin ton olarak açıkladı. Açıklamanın ardından serbest piyasada 220 liraya kadar yükselen fındık fiyatı, 180 liraya kadar geriledi.

Emtia piyasasında tarife haftasında karışık seyir

Emtia piyasalarında tamamlanan haftada yatırımcıların odağı ABD’nin ticaret müzakerelerine çevrilirken, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’ın faiz indirimi konusunda “aceleci davranılmayacağı” yönündeki mesajı, varlık fiyatları üzerinde etkili oldu.